Onaon Pub Cafe
1998 yılının 16 Nisan günü açıldı ON'A ON CAFE..
Dönem; Konur sokakta lokanta, kıraathane ve dönerciler vardı sadece.! Yani Konur'un ilk cafe olayı On'a On ile başladı. Sokağın 10 numaralı binasının 10 numaralı dairesinde bulunduğu için ismi On'a On olarak belirlendi. İlk günler, kimsenin bilmediği bir yerdi. O ararlar Hüsnü Abi, tek başına çalışan kahramanıydı buranın.. Zamanla sokağın en farklı ve en yüksek mekanı olarak duyulmaya ve reytingi artmaya başladı cafemizin. (Yüksek diyoruz çünkü; o zamanlar hep giriş katlarında veya arka bahçelerde olurdu bu tip yerler..) Bir süre sonra Hüsnü Abi'nin yanına Mete geldi.
'98 in Ağustos sonlarına doğru bu ikilinin (geyik kralı-varoşların efendisi Hüsnü ve vefakar yardımcısı Mete) arasına Sadık katıldı. Sadık'ın gelmesinden sonra,biraz da müzik konusunda yeni gelişmeler oldu. Doors, Pink Floyd, Zeppelin, Janis Joplin gibi eski ve büyük ustaların eserleri duyuluyordu artık. Mete'nin gidişi ve giderken Dönüşüm muhteşem olacak! deyişi pek çok kişi tarafından duyulmadı, çünkü içinden söylemişti bunları.. Eylül olmuştu ve Sadık, arkadaşı Punk Sinan'ı da yanına almıştı. Okullar açılmış ve halk arasında On'a On Cafe diye bir yer varmış, Konur sokakta hemi de ikinci katta.. geyikleri yayılmıştı. Bir gün, Sinan'ın tesadüfen orada bulunan bir arkadaşı, onlara yardım etmeye başlamış ve ardından; On'a On Cafe, bu büyük hata sonucu, insanları hayattan bıktıran, soru sorduğuna pişman eden, ölümcül geyikleriyle bir kabus olan Oktay ile tanışmıştı.. Bu aralar müzik tarzı da biraz sertleşmeye başlamıştı. Hicri ve Aydın da o dönem cafenin müdavimleri olmuşlardı. Bahar ayları geldiğinde On'a On rock-metal gruplarının ve dinleyicilerinin buluşma yeri olmuştu. Bu arada cafenin ünlü konukları da olmuştu..
Karikatürist Apdülkadir Elçioğlu, Bulutsuzluk Özlemi'nden Nejat Yavaşoğulları, Iron Maiden'dan Steve Haris (yok canım, bu şaka tabii ki..) 1999'da müzik kutusu geldi ve Hüsnü ile Oktay'ın geyiklerinden bıkanlar, aradıklarını bu kutuda bulmaya çalıştılar.. Bu arada bazı duvarlar yıkılmış, mutfak daha arkaya alınmış ve cafenin alanı genişlemişti. (Cafenin alanını bulunuz.!) Yerli rock-metal camiası burada buluşur, yeni müzik grupları burada kurulur, milli maçlar burada takip edilirdi. Rock Station Festivali'nin toplantıları burada yapılmış hatta RS Dergisinin çıkış kararı bile burada verilmişti. Artık diğer şehirlerden gelen gruplar ve seyirciler de On'a On'da toplanır oldular. (Halen öyle yani..) Rock Station ekibi de, en önemli hayallerinden biri olan RS CAFE'yi hizmete açmış durumda şu an. (Başarılar!. Zorluklar karşısında yılmadan devam edin dostlar.. Biz hep yanınızdayız..) Bu arada (bu üçüncü bu arada' deyişim oldu) Knight Errant ve Sanrı grupları da unplugged konserler sunmuşlardı..Ve 2002 yılı baharında On'a On yepyeni bir çehreye bürünmeye başladı Mehmet sayesinde (merhaba Mehmet Abi,n'aber?). Duvarlar boyandı, yeni mönüler çıktı yeni bir hizmet anlayışıyla birlikte Mete de geldi.
En son yenilikler ise pencerelerin değişmesi, yeni masa ve sandalyelerin gelmesi ve canlı müziğe başlanması oldu.. Bu arada (biliyorum 4 oldu!) Cafenin en çok arzu edilen special yiyeceklerini de belirtelim; Hotwings, Fried Chicken, Körili Tavuk (bu çok güzel valla..) , hiçbir yerde bulamayacağınız Kızarmış Dondurma (gerçekten de kızartılıyor.), Çikolatalı Soslu Kek ve krep çeşitleri... Yeter yaa.. Ne anlatıyoruz ki boşuna!. Biliyorsunuz cafenin yerini, gelin görün...